4 Temmuz 2013 Perşembe

PRATİK BİLGİLER


Açlığa ve Susuzluğa karşı reçete

samut
dereotu
maydanos u miksere ver sodayla ayran yap iç açlığı ve susuzluğu uzun süre bastıracaktır.

KANSERE ÇARE

KANSERE ÇARE


http://www.worldwithoutcancer.org.uk/index.html

Bu sayfadaki yazilarin cok müthis, ve bir cok "gizli dünya yönetenlerini" rahatsiz ediyor..
O kadar ki, mesela "World Without Cancer", yani "Kanseriz Dünya" isimli kitap, halen bir cok dillere cevrilmedi!..
Mesela malesef türkceye cevrilmedi. Sn.Erdogan ve Sn.Gül bu kitabi DUYSA, mutlaka ceviri icin el atarlar!..
DUA edin türkceye cevrilsin.
-------------------------------------------------------------------------------------
Y
ani sunu bilin ki, KANSER diye bir hastalik yok!..

kanser, sadece vitamin B17 eksikligi!...

Baska birsey degil!..

Kemo, ameliyat veya degisik agir haplar almaniza gerek yok!..

Düsünün bir zamanlar denizciler, cok sayida nicin öldüler?

İskorbüt denilen hastaliga yakalaniyorlardi..

Cok sayida insan öldü...

ve bazilari da bundan cok büyük PARA ve gelir elde etti!..

Sonra ne buldular?..

Meger İskorbüt sadedce vitamin C eksikligi imis!..

Yani hastalik bile degil!...

KANSER de öyle!...

KANSER SANAYISI var artik!..

KANSER den milyar milyar milyar kere milyar PARA kazananlar var!...

Bu konu cok uzun. Cok derin!..

KANSERSANAYISININ kökü, ta ikinci dünya savasina kadar dayaniyor!...

Ne dolaplar dönüyor...

SIZ INANMAYIN!...

her gün sadece 15-20 kayisi cekirdegi yemeniz yeterli!..

kanser olmussaniz, önce KANSERIN ne oldugunu ANLAMAYA calisin!.. KORKMAYIN!...

Sakin KEMO felan yapmayin!...

ARASTIRIN önce!...

Biz bu siteyi bazi "sözde doktorlarin sayfasina gönderdik, face" üzere, 5 dak gecmeden "yorumsuz" olarak sildiler!...

SIZ bu kitabin TÜRKCEYE CEVILMESI icin DUA edin!...

veya bunu basarabilecek kisilere yönlendirme yapin!..

COK COK ÖNEMLI bir eser bu!..

tekrar edelim:

Günümüzde İskorbüt den ölen var mi artik?...

YOK!...

Caresi biliniyor...

Peki KANSER?...

SANAYI haline gelmis!...

Caresi cokdan bulundu:

VITAMIN B 17 eksikligi!...

Hepsi bu!...

Lütfen arastirin bu konuyu.

ARAŞTIRMA SONUCU:

acı kayısı çekirdeğindeki kanser önleyici madde olarak bilinen Amigdalin veya Vitamin B17 adlı madde BULUNDU.
İnönü Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yunus Önal, “Toplam kayısı üretimi ile beraber, iç çekirdek üretimimiz yıllık ortalama 25 bin tondur. Tatlı kayısı çekirdeği ortalama yüzde 35 ile 40 arasında yağ içermekte olup, bu yağ endüstriyel bir ürün olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de yine bilinmiyor ama bundan daha önemlisi acı kayısı çekirdeğinde kanser önlemede kullanılan madde olarak bilinen Amigdalin ya da Vitamin B17 hakkında araştırmalarımız var. Bu konuda araştırmalarımız başladı. Acı kayısı çekirdeğindeki bu Amigdalin ya da Vitamin B17 dediğimiz dünyada en fazla acı kayısı çekirdeğinde var, yüzde 6 oranında. Bu madde günümüzde Amerika’da kanser tedavisinde kanser önleyici madde olarak yaygın bir şekilde kullanılıyor. Avrupa’da birçok ülkede kullanılıyor. Bizim şuandaki yoğun araştırmalarımız bu madde üzerine. Özellikle, Malatya’daki acı kayısı çekirdekleri bu açıdan oldukça zengin. Bunu yaptığımız ön çalışmalarda, yüzde 6 civarında saf olarak sentezledik. Bir proje ile de bunun endüstriyel üretiminin yapılması aşamasındayız. Bu konuda Malatya’daki çekirdek üreticileri ile ön görüşmelerimizi tamamlamış durumdayız” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Yunus Önal, “Bu konu şimdiye kadar biliniyordu. Ama Türkiye’de bilinmiyordu. Çünkü, kayısı ile özdeşleştirecek olursak, kayısının dünyadaki rantı 1.5 milyar dolar. Malatya’ya gelen para 150 milyon dolar. Ama kayısı çekirdeği yağını dünyadaki rantı yaklaşık 2.5 milyar Euro..Bunun Malatya’ya girdisi kayısını kendisinden çok çok daha az. Amigdalin açısında düşündüğümüzde bu, söylediğimiz rakamların bir kaç kata katlayacak boyutlarda. Çünkü Vitamin B17′nin perakende satış fiyatı, kilo fiyatı yaklaşık 1 milyon dolardır. Bu da konunun önemini daha da açıkça izah etmektedir” ifadelerini kaydetti.

Çin ve Fransa’nın Türkiye’de önemli ölçüde kayısı çekirdeği aldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Yunus Önal, “Bundan sonrası, Malatya için söylüyorum, hedefimiz bilimsel olarak ve endüstriyel olarak bu iki konuyu bir arada buluşturup, Amigdalin’in yada vitamin B17′nin Malatya’da üretimini sağlamak.Kayısı çekirdeğini tamamen Malatya ekonomisine kazandırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

Acı kayısı çekirdeğinden kanser tedavisinde kullanılan Amigdalin veya Vitamin B17′nin üretiminin çok kolay olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Önal şu şekilde konuştu:

“Üretimi kolay bir proses. Pahalı bir proses değil. Ama işin şu acı tarafı var; Sağlık Bakanlığı’nda bu tür bir maddenin tanımlanması yok. Bu da projede önemli bir kısıtlayıcı bileşen oluyor ama biz projede tüm bu olumsuzlukları göz önüne alarak konuyu çalışacağız. Çalışmaya devam ediyoruz.”

Yrd. Doç. Dr. Yunus Önal, “Amerika’da, ABD Sağlık Dairesi 100 Miligram tabletler halinde satılabilir şeklinde onayını vermiş. Amerika’da kanser önleyici olarak ayda bir kullanılmak üzere satışı mümkün” dedi.

Ayrıca Kanserle İlgili Şu Konuya Bakmanızda Tavsiye Olunur Tıkla


DİŞLERİNE BAK HASTALIĞINI ANLA

DİŞLERİNE BAK HASTALIĞINI ANLA
DİŞLERİNE BAK HASTALIĞINI ANLA


         İnsan vücudu bir bütün olduğu için bu bütünün herhangi bir yerinde meydana gelen aksaklık diğer bölgeleri de etkiliyor. Dişlerine bak hastalığını anla İşte vücudumuzun verdiği sinyallerin anlamları... Güzel Etkileyici Sıcak Çılgın Tuhaf İnanılmaz Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat Tanfer, ağzımızın çok sayıda hastalığa ait sinyaller verdiğini söylüyor. İşte o sinyallerin işaret ettiği hastalıklar...

REFLÜ: Bu hastalık temelde aşırı miktarda gastrik asit içerikli sıvıyla ortaya çıkan bir sindirim sistemi rahatsızlığıdır. Reflü hastalarının diş lerinde erozyonlar (aşınmalar) görülür. Bu hastalarda diş minesi zayıflar ve buna bağlı olarak dişlerde estetik olmayan sarı bir renk belirir.

ANEMİ (KANSIZLIK): Bu hastaların dilleri; kırmızı, parlak ve ağrılı olur. Yine bu sorunda kişilerin ağız köşelerinde kırmızı lezyonlara rastlanır.

AIDS : Bağışıklık sisteminin baskılanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

HIV enfekte kişilerde 40’tan fazla ağız bulgusu saptanmıştır. Bunların en sık görülenleri; diş etlerinde kızarıklık, kanamalar, çene kemiğinde erime, aftöz lezyonlar, ağız içi mantarlar ile ağız kuruluğu gibi semptomlardır.

SEDEF HASTALIĞI: Bu hastalığın da ağız içi belirtileri vardır. Ancak bu bulgular çok sık görülmez. Sedef hastalarının dilleri normalden daha farklı bir görüntü sergiler. Bu durumdaki kişilerde gri, gümüşümsü, pul pul dökülen plaklar bulunur.

LÖSEMİ: Lösemi hastalarında ağız içinde, “peteşi” adı verilen küçük kanama odakları, ülserler ve yine çene kemiğinde kayıplar ile ağız dokularında yaygın morluklar görülür. Diş eti büyümeleri de löseminin ağız içi belirtilerindendir. Bu gibi özel bulgular günümüzde hastalığın erken teşhisine olanak tanır.

 DİYABET: Diyabet, kandaki glikoz seviyesini (kan şekerini) düzenleyen esas hormon olan ensülinin az salgılanması, hiç salgılanmaması (Tip 1 Diabet) veya dokuların ensüline yeterince cevap verememesine bağlı ( Tip 2 Diabet) görülen bir hastalıktır. Dişi çevreleyen ve destekleyen dokuların iltihabı anlamına gelen, ‘Periodontitis’e diyabet hastalarında sık rastlanır. Bu hastalığı diyabetik dokularda meydana gelen değişiklikler; dişetinin iltihabıyla birlikte meydana gelen diş eti kanaması, diş eti büyümesi ve kemik kayıpları izler. Bu durum kontrol altına alınamadığında dişlerde sallanma ve kayıpların varlığı kaçınılmazdır. Bunun yanı sıra tekrarlayan apseler, tükürük akışında azalma, ağız kuruluğu, ağız kokusu, yüksek çürük riski ve mantar oluşumları da gözlenebilir.

 TİROİT: Tiroit bezinin normalden fazla çalışması ve fazla hormon salgılamasına, “hipertiroidi” adı verilir. Bu hastalarda bazal metabolizma hızı artışı olduğu için erken diş eti rahatsızlıkları, dişlerin sürme zamanlarında değişim ve erken çene gelişimi ortaya çıkabilir. Ayrıca ağız mukozasında tümörler ve enfeksiyon da sık rastlanan sorunlar arasındadır. “Hipotiroidi” durumunda (Tiroit bezinin az çalışması) ise dilde büyüme ve dişlerde çapraşıklık görülebilir.


kanserhücreleriniöldüren formül

kanserhücreleriniöldüren formül
Kansere çareyi Trabzonlu Ömer Özdoğan buldu! Trabzonlu Ömer Özdoğan, bir yıl önce, telefonla arıyor ve “Kansere çare buldum, ya beni kendi programınızı çıkarın ya da Uğur Dündar’ın telefonunu verin” diyordu. Önceleri pek ciddiye almamıştım ama ısrar üzerine Dündar’ın telefonunu bulup kendisine verdim. Sonra bir yakınımın kanser olduğu ve iki aylık ömrü kaldığı ortaya çıktı. Öyle ki doktorlar kemoterapi bile uygulayamıyor, vücudun bu ağır ilaçlara direnemeyeceğini ve hastanın hemen öleceğini söylüyordu. Hastamızın midesi bir yıl önce tamamen alınmıştı. Hastalık daha sonra midenin üstünde 12 parmak bağırsağından yemek borusuna ve oradan da artık bütün vücuda yayılmaya başladı. Yapacak başka bir şey kalmadığından Ömer’i aradım ve bahsettiği ilâcı göndermesini istedim. Ömer’in gönderdiği bal, arı sütü ve polenden oluşan macunu ve arı sakızını hastaya verdim, Bir hafta içinde kendi çabasıyla ayağa kalkmaya, yürümeye başladı. Bacağındaki 20 cm. uzunluğunda ve dört-beş cm. enindeki yara da hızla iyileşmeye başladı. Belden aşağısı davul gibi şişiyor, su topluyor ve bacağındaki yaradan şırıl şırıl su akıyordu. Bu arada iyileşmeye başlayıp evin içinde dolaşırken ayağı bir mindere takılıp düştü, kalçasını kırdı, ameliyat edildi, ameliyat yaraları da üç ay içinde hızla kapandı. Bir deri bir kemik kalmışken, kilo aldı, kendisini iyi hissetmeye başladı, genel karakteri olan karamsarlığı bile kayboldu, sağlıklı düşünmeye başladı. Şimdi hastamızın kan tahlilleri de tamamen temiz çıkıyor. Bütün bunlar 200 gram arı reçinesi, 1.5 kilo bal macunu ve doktorun reçeteyle verdiği, hastamızın her gün kullandığı vitamin yüklü mamalar ile oldu. Anladığım kadarı ile arı reçinesi, (propolis), vücuttaki kanserli hücreleri yok ediyor. Bunu yapmak için önce kanı temizliyor. Temiz kan, sadece hasta hücreleri yok ederken, iyi beslenme ile yeni üretilen sağlıklı hücreler onların yerini alıyor. Fakat propolis, her türlü kanserde etkili olur mu bilmiyorum. Yine de yöntem kesinlikle denemeye değer, çünkü hiçbir yan etkisi yok, kanı temizlediği için faydası kesin. Kemoterapi, kanserli hücrelerle birlikte sağlıklı hücreleri de yok ettiğinden hastanın iyileşmesi, çok dirençli bir vücuda sahip olmasına bağlıdır. Böyle bir bilgi elde ederek hastamızın iyileştiğini görünce, vicdanen rahatsız oldum ve birkaç ay önce “kansere çare var” diye bir yazı yazdım ve bizim gibi tamamen çaresiz kalanlar uygulasın istedim. Yazmasam, böyle bir çareyi sadece kendi yakınlarım için saklamış olurdum. Arı, kış dönemi öncesi, kovanın girişini kapatmak ve kovanı dezenfekte etmek için arı reçinesini üretir. Yalnız bu maddenin hepsi alınırsa bütün arılar, mikroptan ve soğuktan ölür. Arıya da bırakmak gerekir. Bir kovandan ne kadar alınabileceğini arıcılar bilir. Son yıllarda görülen toplu arı ölümlerinin sebebi, kovanlarından aşırı miktarda arı reçinesi alınması olabilir. Hasta, bu sakızdan normal sakız kadar bir parça keserek veya kopararak ağzında eritip un-ufak edene kadar çiğneyip yutacak. Bunu günde üç-beş defa tekrarlayacak. Macun ise hakiki bala, arı poleni ve çok az miktarda arı sütü karıştırılarak elde edilir. Sabahları, kavanozdaki macun iyice karıştırıldıktan sonra hastaya bir kaşık verilir. Arı sütünün fazlası tehlikeli olabilir, doping etkisi vardır. ARSLAN BULUT (YENİ ÇAĞ GAZETESİ) Propolis, nardan 62 kat fazla antioksidan içeriyor HÜ Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerince yapılan araştırmalarda, bal arılarının ürettiği "propolis"in, Listeria, EHEC ve Salmonella gibi öldürücü bakterileri büyük oranda yok ettiği tespit edildi. Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerince yapılan araştırmalarda bal arılarının ürettiği propolisin, birçok insanın yaşamını yitirmesine neden olan ve ABD'deki kavun tüketimiyle ortaya çıkan ölümlerle birkez daha gündeme gelen Listeria bakterisini yok ettiği belirlendi. HÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Temiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversitede yaptıkları araştırmalarda, bal arılarının kovanlarındaki çatlakları kapatmak ve kovanını zararlılardan korumak için ürettiği propolisin, besinlerden bulaşan Listeria, EHEC ve Salmonella bakterilerini büyük oranda yok ettiğini tespit ettiklerini söyledi. Temiz, propolisin, bal arılarının kestane, kavak ve çam gibi ağaçların gövde, dal ve tomurcuklarından toplayarak kovanlarına taşıdıkları reçinemsi ve mumsu bir madde olduğunu belirterek, "Eski yıllarda propolisin antibiyotik yerine kullanıldığını, günümüzde de antimikrobiyal etkilerinden dolayı, gargaralarda ve spreylerde, diş macunlarında ve bazı kozmetik ürünlerinde yer aldığını görüyoruz. Propolisin mikrop öldürücü etkisini göz önüne alarak EHEC, Salmonella ve Listeria üzerine öldürücü etkisi var mı, yok mu? onu inceledik. Etil alkolde çözdüğümüz propolisi mikroplarla karşı karşıya getirdik ve propolisin önemli oranda Listeria'yı yok ettiğini, Salmonella'yı ise önemli ölçüde öldürdüğünü gördük" diye konuştu. Listeria enfeksiyonunun, "Listeria monocytogenes" adı verilen bakterinin vücuda girmesiyle ortaya çıkan bir enfeksiyon türü olduğunu belirten Temiz şunları kaydetti: "Bakteri toprakta, suda ve kanalizasyon sistemlerinde, gübrede, hayvan yemlerinde, taşıyıcı insan ve hayvanlarda yaşar ve buradan da evcil ve vahşi hayvanlara, kuşlara, sineklere ve kabuklu deniz hayvanlarına geçer. Bakteriyi taşıyan hayvanın gübresi ile bulaşmış sebze ve meyvelerde, pastörize edilmemiş sütte, kırmızı ette, tavuk etinde, deniz ürünlerinde, çiğ ve yeterince işlenmemiş sütlerden yapılan peynirlerde bulunan bakteriler insanlarda Listeria enfeksiyonuna neden olabilir. Bilindiği gibi ABD ve Avrupa'da çoğunlukla kavun ve karpuz dilimlenerek satılmaktadır. Dilimlenme anında kavunun kabuğunda bulunan Listeria bakterisi meyve kısmına geçmiş ve burada gelişerek zehirlenme yapacak düzeye erişmiş olabilir." Temiz, bakterinin vücutta çok miktarda birikmesi halinde menenjite yol açabildiğine dikkati çekerek, hastalığın belirtilerinin yüksek ateş, baş ağrısı, boyun tutulması veya sertleşmesi ve mide bulantısı olarak görüldüğünü söyledi. Enfeksiyonun ilerlemesi durumunda hamilelerde düşük ve ölü doğumlara yol açtığını belirten Temiz, "Bakteriden en çok etkilenenler bağışıklık sistemi zayıf olanlar, HIV taşıyıcıları, kemoterapi görenler, hamileler, bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılar. Hastalık ilerlerse ölüme de neden olabiliyor" dedi. -Propolis gıdalardaki ekşime ve çürümeleri de engelliyor- Temiz, gıdalara uygulanacak propolisin küflenme, çürüme ve ekşime gibi mikrobiyel bozulmalara da etki ettiğini, bu bozulmaya sebep olan bakterilerin ve küflerin de propolis sayesinde öldürülebildiğini kaydederek, şöyle konuştu: "Fakat yaptığımız çalışmalarda propolisin eklendiği ve kaplandığı gıdalarda reçinemsi bir tat ve koku bırakıyor. Bu etkinin kullanılacak propolis miktarının azaltılmasıyla giderilebileceğini düşünüyoruz. Bu konuda araştırmalarımız devam ediyor. Gıdalara propolisin direkt uygulanmasının yerine, içeriğindeki bakteriyi öldüren etken maddelerin ayrıştırılarak kullanılması tat ve koku için daha uygun olabilir. Bu maddenin antiseptik, antimikrobiyal ve antitümör (tümör oluşumunu engelleyici) gibi sayısız etkisi var. Şeker hastaları için faydalı. Aynı zamanda dokuların iyileşmesi ve onarımına da katkı sağladığı tespit edilmiş. Vatandaşlar ayrıca hem sağlıklı olmak hem de mikroplara karşı vücut dirençlerini güçlendirmek için propolisi tablet ya da şurup şeklinde kullanabilir." Temiz, aktarlarda satılan propolis tablet ve türevlerinin kesinlikle güvenilir olmadığını da vurgulayarak, eczanelerde satılan Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı ürünlerin de mutlaka doktor denetiminde alınması gerektiği uyarısında bulundu. Propolisin gıdalara, sebze ve meyvelere henüz uygulanamadığını dile getiren Temiz, araştırmaların devam ettiğini gelecek günlerde sorunun çözüleceğini tahmin ettiklerini belirterek şunları söyledi: "O zamana kadar bu bakterilerden korunmanın en ideal ve ulaşılabilir yolu meyve ve sebze yüzeylerinin sirkeli suyla dezenfekte edilmesidir. 1 litre suya 1 çay bardağı sirke ekleyerek yapılacak karışımda sebze ve meyveleri 10-15 dakika beklettikten sonra bir kaç kez musluk altında yıkamak. Böylece sebze ve meyvenin dış yüzeyindeki bakteri ve diğer mikroplar önemli oranda ölüyor. Ayrıca pastörize olmayan süt ve süt ürünlerinin tüketiminden de kaçınılmalı. Tüm endüstriyel gıda maddelerinin üzerinde üretim tarihi ve son kullanma tarihi ibaresi aranmalı ve tarihi geçmiş besinler yenmemeli. Çiğ yumurta, çiğ et (tavuk, kabuklu deniz hayvanları, balık, kırmızı et gibi) yeme alışkanlığı terk edilmeli." Arıların değişik ağaç ve çiçeklerden elde ederek ürettiği propolisin meme kanseri hücrelerinin çoğalmasını önlediği tespit edildi. Bir kilogram bal için 40 bin arı 6 milyon defa çiçekle buluşuyor ve arıcının bir yıllık çalışmalarının sonucunda ulaşılıyor bu mucizevi gıdaya. Ancak arılar sadece bal üretmiyor. Arılar ve ürettikleri maddeler konusunda yürütülen uzun soluklu araştırmalar önemli sonuçlar doğurdu. Bu araştırmalardan birisi de propolise ilişkindi. Arıların, bazı bitki ve ağaçlardan topladığı reçine gibi bir madde olan propolisin meme kanseri hücrelerinin çoğalmasını büyük ölçüde engellediği tespit edildi. İç Hastalıklaır Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Öztürk, yaptıkları çalışmalarda, propolisin, normal hücreye hemen hiçbir etki göstermeksizin kanserli hücreleri öldürücü etkisi olduğunu gördüklerni söyledi. Araştırmalarda tespit edilen bir başka dikkat çeken nokta, doğal antibiyotik olarak bilinen propolisin yüksek antioksidan özelliğine sahip olduğuydu. İTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm başkanı Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, şöyle konuştu: "Geçtiğimiz yıl çaya bal ilave edince antioksidan özelliğini nasıl etkilediği üzerine araştırmalar yapmış, yayınlamıştık. Propolis,polen, diğer arıcılık ürünleri üzerinde araştırma yaptık, bunun üzerine şu sonuca vardık. Propolisin antioksidan bombası diyebileceğimiz kadar yüksek özelliğe sahip olduğunu gördük"

BUNU YILDA BİR KEZ YAPIN

BUNU YILDA BİR KEZ YAPIN


BUNU YILDA BİR KEZ YAPIN

Özellikle Rus doktorların tavsiye ettiği kalp ve damar hastalıkları reçetesi mucizevi sonuçlar veriyor. Bitkilerle doğal tedavi yöntemine son derece önem veren Rus tıp dünyası, bu formülü yüzlerce yıldır kullanıyor ve son derece başarılı sonuçlar elde ediyor. Limon suyu ve sarımsakla yapılan karışım, damar sertlikleri, damar yağlanması, damar tıkanıklıkları ve tansiyon gi
bi sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırıyor.


Türkiye'deki bazı doktorlar da hastalarına bu formülü öneriyor.


EVİNİZDE KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ!

- 2 Litre hiç su katılmamış sıkılmış saf limon suyu

- 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak (Mümkünse Anadolu'da yetiştirilmiş ithal olmayan sarımsaklardan)


- Ağzı sıkı kapanan 2 litrelik kavanoz (2 litrelik pet şişeler de kullanılabilir)güneş ve gün ışığı görmemesi için dışına alüminyum folyo kapatın.

HAZIRLANIŞI

2 Litrelik kavanoz ya da pet şişeyi dolduracak kadar limon satın alın. Limonların suyunu iyice sıkıp şişeye doldurun. Soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp şişenin kapağını sıkıca kapatın. 25 gün boyunca normal ılık bir yerde tutun ve her gün birkaç kez çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra sarımsakların limon suyunun içinde eridiğini göreceksiniz.


25 gün sonra hazır hale gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan yarım saat önce yarım çay bardağı için. Bunu hergün düzenli olarak ve mümkünse aynı saatte yapın. Bu karışımın içine asla başka bir madde (şeker, tuz, tatlandırıcı vs. katmayın)



YÜZDE 100 KANITLANMIŞ FAYDALARI

1- Tüm damar iltihaplarını (vasküler) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu
önlüyor.


2- Kolesterol ve lipidi düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor.), vücuttaki şeker oranını dengeliyor, pankreasin yenilemesini sağlıyor.


3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinliği yok ediyor ve dokularda ödem oluşmasını engelliyor.


4- Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini
yapıyor.

5- Tüm romatizmal iltihabi önleyor, her tür romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem yüzeylerinin
yenilenmesini sağlıyor ve her türlü ağrıyı kesiyor.


6- Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerini yeniliyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını artırıyor, felç ve inme riskini azaltıyor.

7- Vücudun bağışıklık sistemini son derece mükemmel hale getiriyor ve her türlü alerjiyi, özellikle de damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden engelliyor. Kanser oluşumlarına karşı tüm vücudu koruyor.

Dipnot: Kan inceltici kullananlar "dr danışmadan" denemesin,düşük tansiyon problemi olanlar çok dikkat etmeli...

N O T : İlacı hazırlayanın babasının koroner by-pass ile üç damarı değişecekken bu ilaç sayesinde %100 tıkalı damarları açılmış ilaç hazırlandıktan sonra sarımsaklar erir, koku etrafa yayılmaz. Kullanan üç kişi ile görüştüm hep son derece memnun olduklarını adeta gençlik iksiri olduğunu söylüyorlar.


TÜRK BİLİM ADAMLARINDAN İNANILMAZ BULUŞ

TÜRK BİLİM ADAMLARINDAN İNANILMAZ BULUŞ
TÜRK BİLİM ADAMLARINDAN İNANILMAZ BULUŞ !..
 10 Ekim 2012, 11:12 malatyasonhaber


    Kocaeli Üniversitesinde görevli bilim adamları, tavuk tüyünden insan derisi yaptı. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde görevli Doç.Dr. Güralp Özkoç, tavuk tüyünden deri yanıkları ve doku kayıplarında iyileşmeyi hızlandıracak yüksek katma değere sahip biyomedikal bir ürün geliştirdi. Özellikle yaralanma ve yanık tedavisinde kullanılacak olan buluş aynı zamanda çöpe giden 30 bin ton tavuk tüyünün ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak.


    Proje hakkında bilgi veren Doç.Dr. Güralp Özkoç, şu an için birinci aşamayı gerçekleştirdiklerini, bundan sonra insan vücudu üzerinde deneneceğini söyleyerek,"Tavuk tüyünün çok güçlü bir keratin özelliği var. Bu madde, yaralarda en büyük sorun olan iz oluşumunu engelliyor" dedi. Binlerce ton atık tavuk tüyünü kesimhanelerden alarak temizlediklerini anlatan Özkoç, şöyle konuştu: "Temizlenen tüyleri, kompozitleri çözeltide karıştırma tekniğiyle eriterek özel bir lif haline getirdik. Daha sonra birçok yeni teknik kullanılarak insan vücuduyla oldukça güçlü iletişim kuran lifler ve keratin maddesi elde ettik. Türkiye'de ilk kez yapılan bu çalışmayla üç boyutlu bir iyileştirici madde geliştirdik. Buna bir anlamda yapay insan derisi de diyebiliriz. Maddenin üç boyutlu olması önemli. Çünkü diğer ilaçlar sadece derinin üstünden altına doğru bir iyileştirme sağlıyor. Bizim tavuk tüyündeki karatini kullanarak geliştirdiğimiz madde ise üç boyutlu bir iyileşme sağlıyor. Derinin tamamını kuşatarak zamanla gerçek deriye dönüşüyor." Özkoç, bu ürünün ticari olarak Türkiye ekonomisine ciddi bir kazanç sağlayacağını belirterek şunları söyledi: "Projede 6 akademisyen ile 30 öğrenci görev aldı. Aslında proje bir öğrencimizin yüksek lisans tezi ile ortaya çıktı. Biz bu projede Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre Merkezi ile ortak çalışıyoruz. Biz bu maddeyi elde ettik. Ancak, uygulamaları tıp fakültesi ve kök hücre merkezi yapacak." Proje sayesinde, tavuk kümeslerinin en önemli atığı tavuk tüyü ekonomiye kazandırılırken yanık ve yara tedavisinin iz bırakılmadan kısa sürede yapılacağı belirtildi.


haberler

haberler


FELÇ RİSKİNİ YARIYA DÜŞÜRÜYOR

FELÇ RİSKİNİ YARIYA DÜŞÜRÜYOR !..
FELÇ RİSKİNİ YARIYA DÜŞÜRÜYOR !.. 10 Ekim 2012, 16:01 malatyasonhaber
Finlandiya'da yapılan bir araştırma, domatesin içinde bulunan Likopen maddesinin felç riskini yüzde 50 oranında azaltabileceğini ortaya koydu. Kuopio Doğu Üniversitesi araştırmacıları, 12 yıl boyunca 46 ila 65 yaş arası binden fazla erkek üzerinde yürüttüğü araştırmada, domates tüketen deneklerde felç riskinin yüzde 50 azaldığını tespit etti. Deneklerin kanlarındaki antioksidan ve likopen düzeylerinin ölçüldüğü araştırmanın sonuçları Finlandiya Nöroloji dergisinde yayınlandı.


Günlük Hayatta Kanserden Korunmak İçin Yapılması Gerekenler

Günlük Hayatta Kanserden Korunmak İçin Yapılması Gerekenler
Günlük Hayatta Kanserden Korunmak İçin Yapılması Gerekenler Gündelik yaşamımızda bazı ufak önlemler ile kanserden korunmak mümkün. Peki kanserden korunmanın pratik yolları nelerdir? 

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent kanserden korunmanın 9 yolunu açıkladı. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, daha kaliteli bir yaşam sürmeniz için yapmanız gerekenleri şu şekilde sıralıyor. 1. Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmayın Sigara ve diğer tütün ürünleri, tüm kanser ölümlerinin %30’undan sorumludur. Sigara kullananlarda akciğer kanseri gelişme oranı, kullanmayanlara göre 20 kat fazladır. Akciğer kanserlerinden ölümlerin yaklaşık yüzde 90’ı sigara ilişkilidir. Ağız içi, baş boyun bölgesi, ses telleri, idrar kesesi ve yolları kanserleri ile pankreas kanseri de tütün kullanımıyla doğrudan ilişkilidir. Sigara kullananlarda meme kanseri riski de yükselir. 2. Alkolü ölçülü tüketin Alkol doğrudan bir kanserojen olmamakla birlikte, aynı zamanda tütün ürünleri kullananlarda üst solunum yolları, ağız ve yemek borusu kanserlerine neden olabilir. Özellikle alkol derecesi yüksek sert içkiler, tütündeki kanserojenlerle birleştikleri zaman doku bozulması daha hızlı gelişir. Primer karaciğer kanseri, alkolik siroz zemininde de gelişebilir. Bırakamıyorsanız, az miktarda ve düşük alkollü bira ve şarap gibi içecekleri tercih edin. 3. Kilo almayın, hayvansal proteinleri, tütsülenmiş ve konserve yiyecekleri tüketmeyin Kilo almayın. İdeal kilonuzu korumaya çalışın. Yağlı ve yüksek kalorili gıdalardan uzak durun. Hayvansal proteinleri ve özellikle kırmızı eti az tüketin. Tuzda uzun süre bekletilerek pişirilmiş, tütsülenmiş et ürünlerini ve yüksek ısıdaki ateşte barbekü yapılarak kömürleştirilen ürünleri, nitrit koruyucu ilave edilmiş konserveleri kullanmayın. Yağ ve yüksek kalori ile hayvansal proteinler; meme, kolon, uterus ve kolon kanseri riskini artırır. Yüksek lifli gıdalar, sebze, meyve ve tahıllar ise kanser riskini azaltır. Lahana, karnabahar ve brokolide, allium bileşikleri içeren soğan ve sarımsakta yoğun olarak anti-kanserojen etki vardır. 4. Güneşten ve radyasyondan korunun Solar ultraviyole radyasyon; malign melanom, yassı hücreli kanser ve bazal hücreli kanser gibi deri kanserlerinin riskini arttırır. Kanserojenik etki deri hücrelerinin DNA’sına direk hasar verir. Ultraviyole ışınları gen mutasyonlarına yol açarak da kansere neden olur. Tanı ve tedavi amaçlı iyonize radyasyona maruz kalan çocuklarda lösemi riski, normal popülasyona göre daha fazladır. Günümüzde bilgisayarlı tomografilerde yeni teknolojiler kullanarak çekim süresi kısaltılmış ve radyasyona maruziyet 5-10 kat azaltılmıştır. Yine de gereksiz ve çok sık çekimlerden kaçının. Magnetik Rezonans(MR) ile ise gösterilmiş bir risk yoktur. 5. Yaşadığınız çevreyi iyi seçin ve denetleyin Yaşadığınız çevrede, toprakta ve binada asbestoz olmamasına dikkat edin. Bazı coğrafi bölgelerde topraktaki asbest nedeni ile akciğer, akciğer zarı ve karın zarında mesetelioma kanseri görülmektedir. Eski binalarda yalıtım amaçlı kullanılan asbest bir tehlike olarak varlığını sürdürmekte, binaların re-konstrüksiyonu sırasında asbeste maruziyet büyümektedir. 6. Biyolojik kanserojenlerden korunmak için aşı yaptrın Hepatit B virüsü kronik karaciğer hastalığına ve karaciğer kanserine neden olabilir. B hepatit aşısı olarak, karaciğer kanserinden tamamıyla kurtulmak mümkün. Rahim ağzı kanseri HPV adlı bir virüs tarafından oluşturulur. Cinsel yaşamın başladığı yıllardan başlayarak erken yaşta aşılanmakla bu kansere karşı da korunmuş olunur. Midede yaşayan bir bakteri olan helicobacter pilori (HP), kronik gastrite ve mide lenfomasına neden olabilir. HP gastriti saptandığında uygun antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. 7. Hareket edin, kilo verin Obezite ve menopoz sonrası şişmanlama meme kanseri için ciddi bir risk faktörüdür. Düzenli egzersizler ve yürüyüş, hafif spor gibi fiziksel aktiviteler meme ve kolon kanseri riskini azaltır. ABD’de ilk adet yaşının giderek çok erken yaşlara kayması ve menopoz yaşının daha ileri yaşlara kalması sonucu meme kanseri vakası artmaktadır. Bu nedenle çocuklara egsersiz programları verilerek ilk adet yaşının geciktirilmesini hedefleyen ulusal programlar uygulanmaktadır. 8. Günde en az 8 saat uyuyun Bağışıklık hormonları uykuda artar. İmmün hücreler dinlenir. Kesintisiz derin bir uyku, düzenli beslenme, stresten uzak huzurlu bir aile yaşamı, iş ortamı dışında eğlenceli hobiler edinmek ve iyi bir dost çevresi, düzenli fiziksel aktivite ile desteklenirse kanserden korunmak için optimal ortam sağlanmış olur. 9. Erken tanıyı ciddiye alın Yılda en az bir kez check-up yaptırın. Doktora gitmek için mutlaka hastalanmayı ve hastalığın belirtilerini beklemeyin. Unutmayın ki hastalığa ait belirtiler başladığında ve sizi doktora başvurmaya zorladığında, birçok kanser için çok geç olmaktadır. Rahim ağzı kanseri için her yıl pap smear, meme kanseri için 40 yaş ile 50 yaş arasında 2 yılda bir daha sonra yılda bir yapılacak mammografi taramaları, 50 yaş üstü kolonoskopi ve gaitada gizli kan analizleri, sigara içenlerde akciğer bilgisayarlı tomografi taramaları ile kanserleri tedavi edilebilir erken evrelerde yakalamak mümkün olabilir.

Abur cubur yemenin sindirim sistemine zararları

Abur cubur yemenin sindirim sistemine zararları
Abur cubur yemenin sindirim sistemine zararları Yapılan en son araştırmalar abur cubur tüketiminin sağlığımız açısından ne kadar riskli ve tehlikeli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Obezite gibi çağımızın en büyük hastalığına neden olmasının yanı sıra, abur cuburu tercih etmenin sindirim sistemini çökerttiği de belirlendi. Abur cubur tüketimi, sindirim sistemi enfeksiyonlarını davet eden önemli bir etken. Yiyeceklerde ya da suda belli miktarda bulunan bakteriler, yine üst solunum yollarındaki bazı bakterilerle birlikte mideye iniyor. Mideyse çok kuvvetli asit ortamıyla tüberküloz basili hariç, bu bakterilerin yüzde 98’ini yok ediyor. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için normal fizyolojik şartların yerinde olması gerekiyor. Eğer bir öğünde sağlıklı seçimler yapmışsanız mideye gelen mikroplar etkisiz hale getiriliyor. Ancak abur cuburla bol miktarda sıvı alınması, yiyeceklerin midede kalış sürelerini kısaltıyor.

Etsiz çiğ köftenin zararları

Etsiz çiğ köftenin zararları
Etsiz çiğ köftenin zararları Etsiz çiğ köfte sağlığa uygun mu, zararlı mı, sakıncası ve tehlikesi var mı? Etsiz çiğ köfte yapımında kullanılan malzemeler nelerdir, bunlar dinimize uygun mudur, helal midir? Etsiz çiğ köfte sevip de bu soruları soranlara kötü haber geldi! Zira etsiz olması nedeniyle tercih edilen çiğköftelerde, et aroması kazandırmak amacıyla ‘et bulyon’ kullanılıyor. Helal sertifikası olmayan bulyonlara ise başta merdivenaltı üretim olmak üzere birçok firma yer veriyor… Son yıllarda lezzeti ve uygun fiyatıyla büyük rağbet gören çiğköfte, bilmediğimiz riskler de taşıyor. Yıllık 630 milyon liralık ciroyu yakalayan etsiz hazır çiğköftelerin, geleneksel etli çiğköfteye göre en önemli farkı içeriğinde et olmaması. Fakat etsiz çiğköftelere et aroması kazandırmak amacı ile kullanılan bulyonlar, etli olanlara göre insan sağlığı açısından daha zararlı hale gelebiliyor. Bulyonların hammaddesi et ve tavuktan oluşuyor. Bu hayvanların İslamî usullere göre kesilmemiş olması helal lokmayı şüpheli duruma getirirken bulyonda yer alan mono sodyum glutamat (MSG) sağlığa zarar veriyor. Bulyonlardaki tehlike ise hammadde olan et ürünlerinin kesiminde başlıyor. En’am Suresi 121. ayetindeki, “Allah’ın adı anılarak kesilmeyen hayvanların etlerinden yemeyiniz.” hüküm sebebiyle İslami usullere göre kesimi yapılmayan hayvanlardan elde edilen gıda ürünleri tüketilmiyor. Bulyona, başta merdiven altı üretim olmak üzere aralarında büyük firmaların da bulunduğu çiğköfte üreticileri ürünlerinde yer veriyor.

Günlük Hayatta Sağlık

Yanaklarınızın al al olmasını istiyorsanız

Yanaklarınızın al al olmasını istiyorsanız
Yanaklarınızın al al olmasını istiyorsanız Domatesin kabuklarını soyun ve rendeleyin. Suyunu süzdükten sonra yüzünüze sürün. Yarım saat bekleyin. Haftada bir kaç kez yapacağınız bu işlem al renkli ve parlak yanaklara sahip olmanıza yardımcı olur.

Diş fırçası nasıl temizlenir

Diş fırçası nasıl temizlenir
Diş fırçası nasıl temizlenir 

 Diş fırçalarının dibine zamanla diş macunu kalıntıları çöker. Bunları temizlemek için fırçayı bir süre tuzlu sıcak suda bekletin.


Ter kokusunu giderme

Ter kokusunu giderme
Ter kokusunu giderme 


   Normalde deodoran nahoş ter kokusunu ağır bir parfüm kokusu ile örter, fakat sorunun kökenine inmek konusunda fazla yararlı olmaz. Ter kokusuna neden olan bakterilerden kurtulmak için pamuğu şekersiz ve alkol bazlı bir ağız gargarası ile ıslatın ve koltuk altlarına sürün. Koltuk altlarını jiletle yeni temizlediyseniz. Bunu denemek için bir gün bekleyin.


Mantar enfeksiyonunu tedavi edin

Mantar enfeksiyonunu tedavi edin
Mantar enfeksiyonunu tedavi edin


   Şeker içermeyen antiseptik bir ağız gargarası ciddi olmayan mantar enfeksiyonu veya tırnak mantarı hastalıklarının tedavisi için yeterli olabilir. Bir makyaj pamuğunu ağız gargarasına batırın ve günde bir kaç kez hastalıktan etkilenen yere sürün. Biraz batma ve yanma hissi olur. Fakat mantar enfeksiyonu bir kaç gün içerisinde tedaviye yanıt verecektir. Tırnak mantarının iyileşmesi bir kaç ay alır. Bu süre zarfında bir değişiklik olmassa o zaman bir dermetolog veya kripodiste görünün.


Yüzünüzü temizlemek için

Yüzünüzü temizlemek için
Yüzünüzü temizlemek için 


   Antiseptik ağız gargarası yüzünüz için çok iyi bir temizleyicidir. İçeriğini kontrol edip şeker bulunmadığından emin olduktan sonra şu şekilde kullanın: Yüzünüzü ılık sabunlu su ilyıkayın ve durulayın. Bir pamuğu ağuz gargarası ile ıslatın ve cildinizi yavaş yavaş silin bu karıncalanma gibi hoş bir his verecektir. Önce ılık ve arkasındanda soğuk su ile durulayın. Yüzünüzü temiz ve tazelenmiş hissedeceksiniz.


Cildin Gözeneklerini Temizlemek

Cildin Gözeneklerini Temizlemek
Cildin Gözeneklerini Temizlemek


    İri gözenekli ciltleri temizlemek için haftada biri geçmek üzere şu uygulama yapılır. Bir tencere suya yarım limon kabuğu bir avuç maydanoz, nane, adaçayı karışımı atarak kaynatınız. Saçlarınızın başınızın üzerine toplayıp ve gözlerinizin kapatıp havluyu çadır gibi yaparak yüzünüzün tencerenin buharına 10-15 dakika kadar tutunuz. Sonra yüzünüzü bol soğuk suyla yıkayınız.


Onarıcı Maskeler

Onarıcı Maskeler
Onarıcı Maskeler 



    İki demet maydanozun yapraklarını bir su bardağından biraz az miktarda arıtılmış suyun içinde 5-10 dakika kaynatın ve süzün. Suyuna soğuduktan sonra çırpılmış bir yumurta sarısı ve bir çorba kaşığı bal ekleyip iyice karıştırın. Bu karışımı yumuşak bir fırça yardımı ile cildinize sürerek yaklaşık 15 dakika bekletip ılık su ile durulayın. 1 yumurtanın içine 1 tatlı kaşığı deniz suyu ve 2 tatlı kaşığı limon suyu ekleyip iyice karıştırın. Daha sonra bir fincan zeytinyağını yavaş yavaş ilave ederek koyu bir kıvam alana kadar karıştırın. Hazırladığınız karışımı bir gece buzdolabında beklettikten sonra cildinize sürüp yaklaşık yarım saat bekletin ve cildinizi ılık su ile yıkayın. Cildinizin yumuşak olmasını istiyorsanız 4 tane asprini çok az suyun içinde iyice ezerek eritin. Asprinleri cildinize sürüp 15 dakika kadar bekleyinve duru su ile yıkayın. Cildinizin pamuk gibi olduğunu birkaç uygulamadan sonra göreceksiniz. Eğer hassas bir cilde sahip değilseniz asprinleri su yerine limon suyu ile de eritebilirsiniz.


Cildin Solukluğuna Karşı

Cildin Solukluğuna Karşı
Cildin Solukluğuna Karşı 


   Cildin Solukluğuna Karşı Ne Yapılmalı? Cildiniz çok renksiz ve soluk ise aynı ölçülerde kereviz yaprağı hevuç ve kırmızı elmayı sıkarak bu suyu günde iki bardak olmak üzere içiniz.


BESİN KALORİ CETVELİ

BESİN KALORİ CETVELİ

BESİN KALORİ CETVELİ

Tahıllar
Tahıllar kalori bakımından yüklü yiyeceklerdir.
GIDA
KALORİ
İnce dilim beyaz ekmek
70
İnce dilim kepekli ekmek
60
İnce dilim kızarmış ekmek
35
Arpa
349
Buğday
332
Bulgur
357
Sandviç
298
Yufka
271
Grisini
433
Kraker sade
384
Kraker peynirli
479
Kraker tuzlu
433
Makarna
369
Pirinç
363
Şehriye
388
Tarhana
316
Patlamış mısır sade
386
Patlamış mısır yağlı – tuzlu
456
Mısır gevreği
386
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir. pratikbilgiler.info

Sebzeler
Domates, salatalık ve soğan gibi sebzeler hem kalori bakımından avantajlı hem de glisemik indeksi düşük sebzelerdir.
GIDA
KALORİ
Asma yaprağı
97
Defne yaprağı
97
Bakla
72
Bamya
320
Bezelye
84
Biber
22
Börülce
127
Brokoli
35
Brüksel lahanası
35
Domates
22
Ebegümeci
48
Enginar
48
Fasulye
32
Havuç
42
Ispanak
26
Kapak
26
Karnabahar
27
Kereviz
40
Kıvırcık salata
20
Mantar
28
Marul
15
Maydanoz
44
Mısır
96
Patlıcan
25
Patates
76
Prasa
52
Salatalık
15
Sarımsak (bir baş)
137
Semizotu
32
Soğan
36
Turp (kırmızı)
19
Turp (siyah)
33
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Etler
Beyaz et, kırmızı ete çok daha düşük kalori içermektedir.
GIDA
KALORİ
Dana eti
150 – 223
Koyun eti
247 – 310
Hindi
160
Tavuk (derili) bütün
215
Tavuk (derisiz beyaz et)
114
Tavuk (derili beyaz et)
186
Tavuk deri
349
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Kırmızı Et Ürünleri
Kolesterol ve trigliserid değerleri yüksek olan kırmızı et ürünlerinin kalori değerleri de bir hayli yüksektir.
GIDA
KALORİ
Jambon
182
Kavurma
670
Pastırma
250 – 269
Salam
450
Sosis
322
Sucuk
452
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.
Not: Köfte, kıyma, pirzola, kuşbaşı et ve biftek gibi kırmızı et ürünleri, kolesterol ve trigliserid (Yağ ve yağ içeren tereyağ, margarin, mısır özü yağı tamamıyla trigliserid formatındadır. Vücud hücrelerimizde yağlar trigliserid formatında depolanır. Her gün yediğimiz yiyeceklerin içinde mutlaka trigliserid formatında yiyecekler mevcuttur.) açısından zengindir. Çok sık tercih edilmemesi gerekir.
Sakatatlar
Sakatatlar zayıflama diyetlerinde yasak olan yiyecekler arasındadır.
GIDA
KALORİ
Beyin
125
Böbrek
105
Dalak
104
Dil
130
İşkembe
100
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Deniz Ürünleri
Protein, vitamin ve mineral yönünden oldukça zengindir.
GIDA
KALORİ
Havyar
262
İstakoz
91
Karides
91
Midye
95
İstiridye
6
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Balıklar
Balıklar, sıklıkla tüketilmesi önerilen besinlerdendir. Mevsimine göre, haftada en az bir kez tüketilmelidir.
GIDA
KALORİ
Alabalık
168
Levrek
93
Palamut
168
Uskumru
159
Kalkan
193
Somon füme
171
Ton balığı
121
Tuzlanmış balık
305
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir
Not: Taze balık alırken; balığın gözlerinin berrak ve parlak, solungaçlarının parlak kırmızı ya da pembe, etinin sert, derisinin elastik olmasına dikkat edin.

Süt Ürünleri
100 mililitre yağsız sütte 35 kalori bulunmaktadır.
GIDA
KALORİ
Ayran
37
Beyaz peynir (yağlı)
289
Beyaz peynir (yağsız)
99
Cheddar
403
Çökelek (taze)
215
Çökelek (kuru)
379
Kaşar
404
Krem Peynir (sade)
349
Lor peyniri
85 – 90
Otlu peynir
327
Parmesan
440
Rokfor
369
Süt (tam yağlı)
61
Süt (yarım yağlı)
50
Süt (yağsız)
35
Süttozu (yağsız)
362
Yoğurt
62
Yoğurt (yağsız)
50
Yoğurt (meyveli)
125
Yumurta (tam)
158
Yumurta (sarı)
369
Yumurta (beyaz)
49
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları ve 100 mililitreleri için verilmiştir.
Yağlar
100 gram Light margarin’ de 405 kalori bulunmaktadır.
GIDA
KALORİ
Tereyağı
37
Beyaz peynir (yağlı)
289
Beyaz peynir (yağsız)
99
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları ve 100 mililitreleri için verilmiştir.

Meyveler
GIDA
KALORİ
Ahududu
57
Ananas
52
Armut*
61
Avokado
167
Ayva
57
Böğürtlen
58
Çilek
93
Elma*
58
Erik (yeşil)
66
Greyfurt*
41
İncir (taze)
80
Karpuz
26
Kavun
33
Kayısı
51
Kiraz*
70
Mandalina
46
Muz
85
Nar
63
Portakal
49
Şeftali*
38
Üzüm
67
Vişne
58
Kivi
30
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.
Not: (*) İşaretli meyvelerin glisemik indeksleri düşüktür. Tercih edilmelerinde fayda vardır ve bolca tüketilmelidirler.

Şeker ve Tatlılar
Milkshake genel kanının aksine kalori bakımından en masum tatlılardandır.
GIDA
KALORİ
Bal
315
Çikolata (şekerli)
528
Çikolara (şekersiz)
477
Dondurma
193
Karamela
399
Pekmez (üzüm)
293
Reçel
272
Şeker
385
Tahin helvası
516
Hanım göbeği
211
Burma tatlısı
318
İrmik helvası
302
Muhallebi
173
Sütlaç
139
Tel kadayıf
236
Milkshake (çikolatalı)
120
Milkshake (vanilyalı)
110
Profiterol
236
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.
Not: Şeker ve tatlılar zayıflama diyetlerinde yasak olan yiyecekler arasındadır.

İçeçekler
Yüksek kaloriye sahip olan alkollü içkiler ve hazır meyve suları, zayıflama diyetlerinde yasaktır.
GIDA
KALORİ
Adaçayı
1
Buzlu çay
30
Çay
0
Ihlamur
1
Kahve
2
Kakao
91
Kola
39
Meyveli gazoz
46
Portakal suyu
45
Elma suyu
47
Bira
45
Kırmızı şarap
90
Beyaz  şarap
75
Rakı
352
Cin
332
Votka
281
Viski
400
Portakal likörü
400
Muz likörü
315
Nane likörü
356
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Baharatlar
100 gram karabiberde, 255 kalori bulunmaktadır.
GIDA
KALORİ
Dereotu
253
Hardal
469
Haşhaş tohumu
533
Hindistan cevizi
525
Karabiber
255
Karanfil
323
Kekik
276
Kırmızıbiber
318
Kimyon
375
Nane
245
Tarçın
261
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

Baklagiller ve Yağlı Tohumlar
Kuruyemişler, zayıflama diyetlerinin yasak yiyecekler listesinde ilk sıralarda yer alır.
GIDA
KALORİ
Ay çekirdeği
560
Badem
598
Ceviz
651
Şam fıstığı
594
Fındık
634
Kabak çekirdeği
610
Barbunya
349
Kuru fasulye
340
Mercimek
340
Nohut
360
Soya fasulyesi
403
Susam
582
Kestane (haşlanmış)
131
Kestane (kebap)
245
Yer fıstığı
582
Kalori değerleri, besinlerin 100 gramları için verilmiştir.

KALORİMETRE

Beden Kitle İndeksi

BKİ (Beden Kitle İndeksi): Şişmanlığı ölçmede en yaygın olarak kullanılan ölçüt “Beden Kitle İndeksi”dir.
Hesaplanması oldukça pratiktir.
BKİ = Ağırlık (kg) / Boy² (m)
Örneğin: 1.64 boyunda, 51 kilosunuz.
BKİ = 51/ 1.64²
BKİ = 19′dur
VÜCUT AĞIRLIĞI (kg)
BKİ (kg / m2)
Zayıf
18 ve altındaki değerler
Normal
18 – 24 arasındaki değerler
Hafif şişman
24 – 30 arasındaki değerler
1.Derecede Şişman
30 – 35 arasındaki değerler
2.Derecede Şişman
35 – 40 arasındaki değerler
3.Derecede Şişman
40 ve üzeri değerler
Kadın için ortalama ideal beden kitle indeksi: 19 – 21 aralığıdır.

 BEDEN KİTLE İNDEKSİNE GÖRE İDEAL KİLONUZ

Kadın için ortalama ideal beden kitle indeksi: 19 -21
Erkek için ortalama ideal beden kitle indeksi: 20 – 22

BOYA ve İDEAL BKİ’YE GÖRE ORTALAMA
İDEAL KİLO ARALIKLARI

BOY (cm)
KADIN (kg)
ERKEK(kg)
155
43 – 48
53 – 59
158
44 – 50
55 – 61
160
46 – 51
56 – 62
163
47 – 53
57 – 63
165
48 – 54
59 – 65
168
50 – 55
61 – 67
173
52 – 59
64 – 71
178
56 – 63
68 – 75
180
58 – 65
70 – 77
183
60 – 67
72 – 79
185
62 – 69
73 – 82
Not: Bu ortalama değerler kas, kemik ve genetik yapılara bağlı olarak 3 ila 5 kg arasında (+) veya (-) olabilir.

VÜCUT YAĞ ORANI

VÜCUT YAĞ ORANI
ERKEKKADINORAN VE RİSK FAKTÖRÜ
%2 ile %4 arası%10 ile %12 arasıKabul edilebilir minimum oran: zayıf risk
%14 ile %17 arası%21 ile %24 arasıNormal sağlıklı beden
%18 ile %25 arası%25 ile %31 arasıKabul edilebilir maksimum oran: zayıf risk
%25 ile %30 arası%32 ile %37 arasıOrta derecede riskli
%30 ve üzeri%37 ve üzeriYüksek derecede riskli
Kadın için ideal vücut yağ oranı : %22’dir.

KALORİ DEĞERLERİ

KALORİ DEĞERLERİ
BİR (1)SAATTE YAPILAN İŞHARCANAN KALORİ MİKTARI
KADIN
HARCANAN KALORİ MİKTARI
ERKEK
Ayakta durmak40 -5050 – 60
Araba kullanmak100 – 120120 – 140
Basketbol600 – 800800 – 1200
Bisiklet (yavaş)200 – 240240 – 280
Bisiklet (hızlı)400 – 600500 – 700
Büro işi (hareketli)120 – 250180 – 300
Bulaşık yıkamak120 – 180160 – 220
Bahçede çalışmak240 – 280280 – 360
Dinlenmek (uzanmak)30 – 4040 – 50
Bilgisayarda çalışmak160 – 200180 – 220
Dans (hızlı)400 – 800500 – 1000
Ev işleri (hareketli)160 – 200200 – 320
Egzersiz (normal)280 – 340360 – 440
Futbol500 – 700700 – 800
Koşmak600 – 800800 – 1000
Merdiven çıkmak300 – 400400 – 500
Toz almak160 – 200160 – 220
Yemek pişirmek120 – 180180 – 240
Yürümek (hızlı)280 – 320320 – 360
Yürümek (yavaş)160 – 200180 – 240
Yüzmek400 – 600600 – 800
Voleybol360 – 440440 – 560
Kadın için ideal vücut yağ oranı : %22’dir.
DÜZENLİ KALORİ AÇIĞI
30 gün içinde alınan ortalama günlük kalori miktarı = 1800 kcal / gün
Günlük ortalama kalori ihtiyacı  =  2100 kcal / gün
Ortalama gğnlük kalori açığı = 300 kcal / gün
30 günlük ortalama kalori açığı = 9000 kcal / gün
1 kg. vücut yağının eritilmesi için harcanan kalori = 4000 kcal / gün
30 gün sonunda eritilen ortalama vücut yağı miktar = 2 kg.
NOT: Günlük aldığınız kalori miktarı, harcadığınız kalori miktarından 300 kalori eksik olduğu taktirde, 1 haftanın sonunda yaklaşık 454 gr. yağ yakmış olursunuz.
Sizin için terleyip sunduğumuz besin kalori cetvelini hazırlayıp sunduk umarım kısa ve öz anlatımlar sayesinde okurken sıkılmamışsınızdır.