20 Şubat 2013 Çarşamba

En İyi Kilo Kontrolü

En İyi Kilo Kontrolü 101!
Merhaba.

Dünyada en çok ilgi duyulan konularından bir tanesi de kilo kontrolüdür herhalde. Bunu bir giriş yazısı olarak kabul ediyorum. Genel bir yazı olacak, özel noktalara ilerleyen yazılarda inerim.

 "Önce antakya biberini yiyorsunuz, ardından içinde zeytin yaprağını kaynattığınız suyu içiyorsunuz, ardından da 1,5 adana dürüm yiyorsunuz ve kilolarınızdan kurtuluyorsunuz." gibi fantastik beyanları çok fazla duyuyoruz. Neden kestirmeden çözümlere bu kadar meraklıyız acaba? Neden zamanla aldığımız kiloları vermeye kalktığımızda kısa sürede sonuç alamayınce yine eski alışkanlıklara dönüyoruz? Önceki yazımda küçük adımların büyük sonuçlara ulaşmanız konusunda yardımcı olacağını yazmıştım...


Öncelikli soru şu ki; neden kilo kontrolü denilen bir kavram var? Neden kilomuzun kontrolü kaçıyor da daha sonra geri döndürmek için çözüm yolları arıyoruz? Neden canımız gecenin 2'sinde waffle istiyor? :)

Her insan anatomik yapısı itibariyle, kas kütlesi, kemik yapısı vb. durumlardan kaynaklı "ideal" bir kiloya sahiptir. Fakat beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları yüzünden bu idealden oldukça uzaklaşıldığı da bir gerçek. Ntvmsnbc'de geçen sene yayınlanan bir haberde; Türkiye'de 10 kişiden 3'ünün (%32) obez olduğu yazıyordu. Neden ideal kilodan uzak olmak "ideal" değil?

Sağlık Riski
Aslında bu durumun görüntüden çok sağlık ile alakası var. Elbette görüntünün, kendimize olan özgüveni etkileyebileceği bir gerçek ama esas nokta sağlıktan geçiyor. National Geographic'de yayınlanan bir araştırmada şöyle bir grafik var.

Burada göze çarpan nokta, kilo arttıkça sözkonusu tüm hastalıklar için riskin de katlaya katlaya artması. Her obez kişinin diyabet olacağı elbette bir kesinlik değil ama obez kişi ideal kilolu kişiye göre 6 kat fazla risk taşıyor. Risk budur! O yüzden ideal kilo ve sağlıklı yaşam arasında ciddi bir bağlantı olduğu bir gerçek.

Nasıl kilo alıyoruz konusuna çok girmiyorum. Fotoğraf konuşsun :)
Gıdalar artık olması gereken formdan çok uzak, paketlenmiş ve sağlığa yararlılıktan uzak hale getirilmiş durumda. Süpermarketlerde taze meyve-sebze reyonunun en küçük reyonlardan biri olması ne kadar ilginçtir. 

Zannediyorum Amerika'da yapılan bir araştırma ortaya çıkarmış ki insanlar yiyecek satın alırken ilk olarak lezzetine dikkat ediyormuş. Kaç kişi markette -her şey eşit derecede zararlı/yararlı olsa- bir paket cips yerine brokoli alır? Gıda firmaları da daha çok satış yapabilmek amaçlı bu isteği dikkate alıyor ve daha lezzetli gıdalar üretmeye çalışıyor. Bir şey çok lezzetliyse çok da zararlı olması hiç dikkatinizi çekti mi? Geçen yazımda belirttiğim gibi zararlı yiyecekler bizi yediğimiz saniye öldürmediği için pek de farketmiyormuş gibi geliyor. 
  

Spor ve Kilo Kontrolü
Sporun kilo kontrolü sağlanması için tartışılmayacak faydaları var. Fakat ben spor salonuna gittiğimde ciddi kilosu olan kişilerin aynı ciddilikle spor yaptığını görüyorum. Bana göre kilo verme amacıyla spor yapılırsa sıkıntılı olacaktır. Yüksek kilolarla koştura koştura spor yapıp akabinde ağırlık kaldırmanın şahsen faydasını düşünemiyorum. Spor, egzersiz ideal kiloya yaklaştıkça yapılması faydalı olan bir eylem. Spor konusunu başka yazıda daha detaylı ele alabilirim.

Dr. Ross Walker, "Sağlığa Giden Yol" adlı kitabında şöyle diyor: "Egzersiz sizi yalnızca egzersiz yaptığınız süre için korur. Egzersizi kestikten itibaren yaklaşık altı hafta içinde faydalar yok olur." Dolayısıyla egzersiz/spor bizim hayatımızın ancak bir parçası olursa bize fayda sağlayabilir. Bir adet BigMac 480 kalori (kcal) ve bunu yakmak için kendi kiloma göre hesapladım, 6 km falan koşmam gerekiyor. Şaka mı yapıyorsunuz?

Bu kadar şey anlattın da nasıl idealime döneceğimi söylemedin diyenler için yardımcı olabilecek bir yazıyı yakın zamanda yazacağım. Genel olarak vücudun işleyişini anlatmaya çalışmak gibi bir hedefim var. 

Eğer hedefinizde sağlıklı olmak için kilo kontrolü yapmak varsa, harika. Sadece kilo kaybetme amaçlı bir şey hayal ediyorsanız, tek tavsiyem; uzunca bir süre sadece su için. :) Gerçi böyle bir şey hedeflemeden bir daha düşünün derim.

Düşüncelerimde özel olarak bir değişim olmazsa direk olarak beslenmeyle ilgili çok fazla şey söylemek veya yazı yazmak istemiyorum. Zira benim inandığım bazı düşünceler bir başkasına aynı derecede mantıklı gelmeyeceği için bu konular oldukça sıkıntı verebilecek konulardır. Sonra "vay sen bizim ekmeğimizle nasıl oynarsın" diye kafama fırıncılar federasyonundan kürek yemek istemem. :) 

Yakın gelecekte kilo kontrolü ve sağlıklı yaşamla ilgili annemin yolculuğunu röportaj tadında paylaşacağım. 

Görüşmek üzere.

0 yorum:

Yorum Gönder